siyah-beyaz televizyon tüpü

Kullanım örnekleri

siyah-beyaz televizyon tüpü
black-and-white television tube
icon arrow

black-and-white

Part Of Speech: adjective


Definition: Easily divided into diametrically opposing camps or schools of thought.

icon arrow

black-and-white

Part Of Speech: adjective


Definition: Of art, a photograph or photography, using shades of grey/gray rather than colour/color.


Definition: Of a television or monitor, displaying images in shades of grey/gray rather than colour/color.


Definition: Classifying people, objects or concepts as two polar opposites, especially "right" and "wrong"; dichotomous and inflexible.

icon arrow

television

Phonetic: "/ˈtɛləˌvɪʒən/"

Part Of Speech: noun


Definition: An electronic communication medium that allows the transmission of real-time visual images, and often sound.

Example: It’s a good thing that television doesn’t transmit smell.


Definition: A device for receiving television signals and displaying them in visual form.

Example: I have an old television in the study.


Definition: Collectively, the programs broadcast via the medium of television.

Example: fifty-seven channels and nothing on television


Definition: Vision at a distance.

icon arrow

television

Phonetic: "/ˈtɛləˌvɪʒən/"

Part Of Speech: verb


Definition: To watch television.

icon arrow

tube

Phonetic: "/tjuːb/"

Part Of Speech: noun


Definition: Anything that is hollow and cylindrical in shape.


Definition: An approximately cylindrical container, usually with a crimped end and a screw top, used to contain and dispense semiliquid substances.

Example: A tube of toothpaste.


Definition: (often capitalized as Tube) The London Underground railway system, originally referred to the lower level lines that ran in tubular tunnels as opposed to the higher ones which ran in rectangular section tunnels. (Often the tube.)

Example: I took the tube to Waterloo and walked the rest of the way.


Definition: A tin can containing beer.


Definition: A wave which pitches forward when breaking, creating a hollow space inside.


Definition: A television.

Example: Are you just going to sit around all day and watch the tube?


Definition: An idiot.

icon arrow

tube

Phonetic: "/tjuːb/"

Part Of Speech: verb


Definition: To supply with, or enclose in, a tube.

Example: She tubes lipstick in the cosmetics factory.


Definition: To ride an inner tube.

Example: They tubed down the Colorado River.


Definition: To intubate.

Example: The patient was tubed.

Türkçe'den İngilizce'ye Çevirmen

İngilizce veya Türkçe alfabe, makale veya web sitesinden bir e-postayı, makaleyi veya web sitesini çevirmeniz mi gerekiyor? Sadece bu metni seçin ve resmi çevrimiçi çevirmen haline gelsin! 50 dünya dilinden profesyonel tercümanlarımız var. İşe yarıyor? Tabii ki işe yarıyor!

Çevirilerinizi daha da iyi hale getirmek için özel olarak tasarlanmış arayüzümüzün yeni özelliklerine göz atın. Doğal olarak, hizmetimiz ücretsiz kalır ve ayrıca bir uygulama olarak da mevcuttur. Tüm özellikler, çeşitli ortak dillerin kombinasyonları için yerel olarak mevcuttur. Diğer özellikler ve dil kombinasyonları aşağıdadır. Hangi dile çeviri yaparsanız yapın, ortaya çıkan metin çevrimiçi sözlüğümüze bağlanır. Anlamları ve diğer cümlelerdeki kullanımları hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, çıktı metin kutusundaki tek tek kelimeler ayrıntılı olarak analiz edilir. Her şey tamamen ayrıntılı ve gerekirse test edilmiştir!İster eğitim, iş veya kişisel amaçlar için İngilizce'den Türkçe'ye veya Türkçe'den İngilizce'ye çevrilmiş metinlere ihtiyacınız olsun, online çeviri siteleri aklınıza gelen ilk çözüm olabilir. Tercümanımız kurumsal, akademik, yasal, tıbbi terimleri yetkin bir şekilde dikkate alır. Ayrıca çeviri aşamasında, aklınıza gelen metnin, ihtiyacınız olan terimler kullanılarak, bu alanda profesyonellerle çalışarak ihtiyacınız olan tarzda tercüme edildiğinden emin olabilirsiniz.